Türktekin, kadın mücadelesinin reyting kaygılarıyla sulandırılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Kadına yönelik şiddetle mücadele, popüler figürler üzerinden yürütülecek bir şov değil, samimi ve köklü politikalarla ele
alınması gereken hayati bir meseledir” dedi.
Kadınların Acıları Reyting Malzemesi Yapılıyor
Av. Meryem Türktekin, Türkiye’de gündüz kuşağı programlarının büyük bir kısmının kadın hakları mücadelesine zarar verdiğini vurgulayarak, “Bu programlar, kadınların yaşadığı şiddet ve travmaları birer ‘gösteri unsuru’ haline getirerek, magazinleştirip dramatize ederek toplumun tüketimine sunmaktadır. Kadınları güçlendirmek yerine, onların acıları üzerinden sansasyon yaratmakta ve medya sektöründe birer ticari malzeme haline getirmektedir” ifadelerini kullandı.
Kadın Mücadelesi Popüler Kültürün Malzemesi Olamaz
Kadına yönelik şiddetin, toplumun en temel insan hakları sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Türktekin, bu sorunun hukuki, sosyal ve kültürel politikalarla bütüncül bir şekilde ele alınması gerektiğini belirtti. “Kadınların gerçek anlamda güçlenmesi için medya politikalarının da bu perspektifle ele alınması gerekmektedir” diyen Türktekin, Meclis’in bu konuyu ciddiyetle ele alması gerektiğini vurguladı. TBMM çatısı altında kadına yönelik şiddeti önleme iddiasıyla kurulan bir komisyonun, bu konuyu magazinleştiren figürlere söz hakkı tanımasını göstermelik ve yanlış bir girişim olarak değerlendiren Türktekin, “Meclis’in, popüler kültür temsillerinden değil, insan hakları mücadelesine gerçek katkılar sunan kişilerden beslenmesi gerekir. Aksi takdirde, bu tür adımlar kadın hakları mücadelesine zarar vermekten öteye geçmeyecektir” dedi.
Kadın hakları mücadelesinin, siyasi rant veya reyting kaygılarıyla itibarsızlaştırılmasının sadece kadınlara değil, tüm topluma zarar verdiğini belirten Türktekin, “Bizler, kadın hakları ve insan hakları savunucuları olarak, bu mücadelede net bir duruş sergilemeye devam edeceğiz. Türkiye’de kadınların gerçek sorunlarına gerçek çözümler üretilmesini talep ediyor, siyasi ve hukuki iradenin bu konuda daha sorumlu davranmasını bekliyoruz” ifadeleriyle çağrıda bulundu.
